Boşanma davasını kim açmalıdır? Bu hayatınızın en zorlu dönemlerinden biri olabilir. Bu süreçte doğru kararlar vermek için, bu konuda bilinçli olmanız önemlidir.
Bu yazımız, bu konudaki yaygın yanlışları ve doğru bilinenleri ele alıyor. Boşanma davasını kim açmalıdır sorusuna cevap ararken, boşanma davasında ilk adımı atmanın avantajlarına dair stratejik bir bakış açısı sunuyoruz. Süreci daha iyi anlamanıza ve doğru kararı vermenize yardımcı olmayı hedefliyoruz.
Boşanma Davasını İlk Kim Açarsa Avantajlı Olur?
Boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur diye merak ediyorsanız,
- Yetkili mahkemeyi belirleme,
- Özel boşanma sebeplerinde süreyi kaçırma riskini önleme,
- Özel boşanma sebeplerinde uzun süre sessiz kalınarak iddialarının zayıflamasını engelleme,
gibi nedenlerden dolayı boşanma davasını diğer eşten önce açmak avantajlıdır.
Boşanma Davasını Kim Açmalı? Tüm Yanlış Bilinenler
Boşanma davasını hangi tarafın açtığı önemli değildir; davanın sonucunu etkilemez. Davalı, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde aynı mahkemede karşı dava açabilir ve kendi davasının kabulünü isteyebilir. 15 gün geçtiyse, başka bir mahkemede boşanma davası açıp önceki dava ile birleştirilmesini talep edebilir. Önemli olan, davayı destekleyen delillerin sunulmasıdır.
Erkek veya Kadın’ın Boşanma Davasını Açmasında Fark Var mı?
Boşanma davasını kimin açtığı sorusu sıkça sorulsa da aslında kimin davayı açtığı önem taşımaz. ‘Kim açarsa avantajlı olur’ düşüncesi yanlıştır; asıl önemli olan, tarafların kusurlarıdır. Kadın ya da erkek davayı açmış olması fark etmez.
Evlilikte eşlerin ve varsa çocuklarının hakları vardır. Boşanma sürecinde önemli olan, bu sorumlulukların kimin yerine getirip getirmediğidir.
Kadın Boşanma Davası Açarsa Hakları Neler?
Boşanma davasının hangi tarafça açıldığının sonuçlar üzerinde bir etkisi yoktur. Kadın boşanma davası açarsa hakları, davayı kimin açtığından bağımsız olarak aynen korunur.
Boşanma davasını kadın açsa da velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat, düğün takıları, birikimler ve taşınmaz mallar gibi tüm haklar geçerliliğini korur. Haklar, davayı kimin başlattığına bakılmaksızın aynı kalır.
Erkek Boşanma Davası Açarsa Hakları Neler?
Boşanma davasını erkek açsa da velayet, nafaka, manevi ve maddi tazminat, düğün takıları, birikimler ve taşınmaz mallar gibi tüm haklar geçerliliğini korur. Erkek boşanma davası açarsa hakları, davayı kimin başlattığına bakılmaksızın aynı kalır.
Peki her iki eş için de boşanma davasında haklar nelerdir?
- Yoksulluk nafakası talep etme hakkı,
- Müşterek çocuk kendisine verildiyse, çocuk için iştirak nafakası isteme hakkı,
- Boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle maddi menfaatleri zarar gördüyse, maddi tazminat talep etme hakkı,
- Boşanma sürecinde kişilik haklarına saldırı olduysa manevi tazminat isteme hakkı,
- Ziynet eşyaları için dava açma hakkı (boşanma davasının parçası olmasa da),
- Mal paylaşımı için dava açma hakkı (boşanma davasının parçası olmasa da),
- Eski eşinin soyadını kullanma hakkı,
- Boşanma sürecinde aile konutunun kendisine tahsisini talep etme hakkı,
- 6284 sayılı yasa gereği, eşten gelebilecek şiddete karşı koruma isteme hakkı.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Davayı Kim Açmalıdır?
Bu durum önemli değildir. Taraflardan biri, anlaşmalı boşanma davası dilekçesi ve ekindeki anlaşmalı boşanma protokolü ile aile mahkemelerine başvurmalı, dava açılışı için gerekli işlemleri tamamlamalı ve gerekli harçları ödemelidir. Diğer eş, bu davayı kabul ederse, anlaşmalı boşanma gerçekleşmiş olur. Anlaşmalı boşanmada, bu yönlerden çekişmeli boşanma davasından daha kolay sonuca varılır.
Boşanma Davasını İlk Açan Kişi Haksız mıdır?
Boşanma davasını ilk açanın haksız çıkacağına dair yaygın bir düşünce vardır. Bu nedenle taraflar, boşanma davasını diğer taraftan beklerken hak kayıpları yaşamak zorunda kalabilirler. Ancak, aslında boşanma davasını kimin ilk açtığına dair hiçbir önemi yoktur. Önemli olan, sürecin adil ve doğru bir şekilde yönetilmesidir.
Boşanma Davasında İlk Dilekçe
Boşanma dilekçesi, Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sürecinin başlangıç noktasını temsil eder ve evliliğin resmi olarak sona erdirilmesi için mahkemeye sunulması gereken bir belgedir.
Boşanma davasındaki ilk dilekçeye ulaşmak için buraya göz atabilirsiniz: Boşanma Dilekçesi Örneği. Boşanma Davası Süreci yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.
Boşanma Dilekçesi Nasıl Yazılır? 2024 Dilekçe Örnekleri -yazımızı mutlaka okuyunuz.
Boşanma Davasını Açmak için İlk Nereye Gidilir?
Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerin dava açılmadan önce son altı ay birlikte yaşadıkları aile konutunun bulunduğu yer veya eşlerden birinin ikamet ettiği yer olabilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 168. Maddesi gereğince, boşanma davası, eşlerden birinin yerleşim yeri veya birlikte yaşadıkları yer mahkemesinde açılabilir. Evi terk eden eş, yeni ikamet ettiği şehirden de dava açabilir. Yabancı uyruklu eşlerle yapılan boşanmalarda, yabancı ülkede kabul edilen karar Türkiye’de tanınabilir ve tenfiz davası açılabilir.
Boşanma Davası İlk Duruşma yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.
Özel Boşanma Sürelerinde Süreler
Bir boşanma davasında, davalı, dava dilekçesini tebliğ aldıktan sonra 14 gün içinde cevap vermeli ve delillerini sunmalıdır. Süre hafta sonu veya resmi tatillere denk gelirse, bu süre tatilden sonraki ilk resmi iş günü mesai saati sonuna kadar uzar. Bu süre içinde cevap verilmezse, davalı tüm iddiaları reddetmiş sayılır ve delil sunma hakkını kaybeder.
Yasal süreler kesindir ve uzatılması mümkün değildir. Sürelerin kaçırılması, önemli hak kayıplarına yol açabilir. Boşanma davaları gibi hassas konularda, uzman bir boşanma avukatı ile çalışmak, sürecin doğru yürütülmesi ve hak kaybının önlenmesi açısından büyük önem taşır. Antalya’daki 8 aile mahkemesinin iş yükü göz önünde bulundurulduğunda, uzman bir avukatın desteği kritik olabilir.
Yetkili Mahkemeyi Belirleme İmkanı
Yetkili mahkeme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Genel yetki kuralı dışında, özel yetki kuralları varsa, özel yetkili mahkeme genel yetkili mahkemenin yetkisini ortadan kaldırmaz.
Evliliğin Çekilmez Hal Aldığının İspatı
Bir haksız eyleme uzun süre sessiz kalmak, eyleme rıza gösterildiği veya affedildiği anlamına gelebilir. Örneğin, eşinizin bir başkasıyla mesajlaştığını görüp sessiz kalmanız ve ortak yaşama devam etmeniz, bu durumu affettiğiniz anlamına gelir.
Benzer şekilde, eşiniz size hakaret ettiğinde ve sonra tekrar ortak yaşam kurulduğunda, bu hakareti dava konusu edemezsiniz. Boşanma davaları karmaşık ve uzmanlık gerektiren bir alandır; yanlış bilgi ve yanlış adımlar ciddi mağduriyetlere yol açabilir.
Sonuç olarak, boşanma davaları hakkında genel bir bilgi sahibi olabilirsiniz, ancak bu alanda gerçek uzmanlık sadece boşanma avukatlarına aittir.
Yanlış bilgi ve tavsiyelere dayanarak hareket etmek yerine, profesyonel bir boşanma avukatının desteğini almanız, sürecin doğru ve adil bir şekilde yönetilmesini sağlar. Size bu konuda yardımcı olmak için buradayız.
Boşanma davasında kusur sayılan bazı davranışlar vardır. Bunlar; zina, hayata kast, onur kırıcı davranış, evi terk etmek, akıl hastalıkları, eşin hastalığı ile ilgilenmemek, hakaret ve beddua, aşırı kıskançlık, cinsel uyumsuzluk ve cinsel tedaviden kaçınmak, kumar oynamak, eşe iftira atmak olarak sayılabilir.
Bu tür eylemlerin yargıtay tarafından verilen kararlar doğrultusunda tarafların boşanmalarına yol açtığı söylenebilir.
Boşanma Davasını İlk Kim Açmalıdır?
Boşanma davasının sonucu, davayı açana göre şekillenmez. İki taraf da boşanma davası açabilir. Davanın sonucu, hakim tarafından verilen kararlar ve kişiler tarafından verilen delillerce sonuca ulaşmaktadır.
Türk Medeni Kanunumuzun 166/3. Fıkrasına Göre:
“Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliğini temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”
Türk Medeni Kanunu Mevzuatı 166 Fıkrasının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Tüm boşanma davası süreçlerinizde sizlere destek vermek ve haklarınız korumak için buradayız. 15 dakikalık ücretsiz danışmanlık için lütfen iletişime geçiniz.